Pages


29 Haziran 2009 Pazartesi

günler geceler durmaz geçiyor, sermayen olan ömrün bitiyor..

tezim herkese dert oldu..

mütemadiyen ;

"kaç sayfa kaldı?"- "kaçıncı sayfadasın?"- "kaç sayfa yaptın?"- "bitiyor mu?"- "ne zaman bitiyor/bitecek?" sorularına muhatap oluyorum..

e herkesin sorma sebebi farklı elbette ama, " aaa, yetti gâri!"

son zamanlarda kırmadan geçiştirmeye çalışıyorum artık.. uff puff.. zaten son görüşmemizde hoca da bana "umutsuz vak'a" muamelesi yapmış, moralman iyice çökertmişti.. darlanmaya başladım iyice.....

yaz bitmeden tez de biter inşallahh.. aminn..

***
cumartesi mahrumiyet bölgemizin tek eğlencesi viaport'a gittim.. birkaç saat dolaşır, hayati işten gelince birşeyler yer döneriz diyordum ama gelince ona ayakkabı da baktığımız için ayıptır söylemesi 8 saati bulmuş harcadığımız vakit :D yorgunluğum son demlerde artık bıkkınlıkla da birleştiği için tek parça şey görecek halim kalmamıştı.. yandaki fotoğrafı da, açlık ve yorgunluk birleşiminin verdiği halsizlikle çöktüğüm bir banktan can sıkıntısıyla çektim.. ben otururken arkamdaki bankta da viaport görevlileri sade bir erkek vatandaşla anket doldurmaktaydılar.. eh kulak kabarttım azıcık :) sorulardan biri " en beğendiğiniz mağazalar hangileri" idi.. elbette klasik bir erkek cevabı: electroworld, teknosa, mmm... bunun gibiler işte :) bizim de hemen hemen her alışveriş merkezi ziyaretimizde bunlardan bir veya bir kaçına uğramak olmazsa olmazlarımızdan :)


viaport dönüşünde yolda arabasında ticaret yapan bir satıcıdan uçurtma almak için durduk.. meraklı ben, hemen adama satışların nasıl olduğunu sordu :) başlarda iyi gidiyordu ama epey azaldı cevabını alıp uçurtmamızla birlikte eve yollandık.. bir fasıl hayati uçurdu, bir fasıl da sıfırdan ben uçurdum ilk defa.. zevkli bir şeymiş, ama uçurmaya çalışma kısmı.. göklere çıktıktan sonrasında sıkılınmaya başlanıyor.. e bir de ipin uzun olması gerek.. hazır olanların ipi de belli bir uzunlukta tabii..


sağda, ben uçurtmayı uçurabilmişken :)


yağmur yağarken "keyfî ıslanmayı" çok severim.. tepeören'de yağsa da gönlümce ıslansam inşallah, diyordum.. dün gürlediği kadar yağmadığı için ıslanmak nasip olmadı ama çıkan gökkuşağını seyretmek bile güzeldi, hamdolsun..


fotoğrafata çok net olmasa da..

22 Haziran 2009 Pazartesi

fasl-ı "kolay donduuma" bitti..

çok vakit oldu yine.. e çok vakitte de çok şey oldu elbette..


özetle:

bir telaş taşındım.. telefon bağlatmadık, internet de dolayısıyla.. çünkü taşınma akabinde kurtköye geçecektik, ki 15 gündür yaklaşık kurtköydeyiz.. buraya da net ancak bağlandı derken, elimin üst kısmı bilekten kesildi, 10 gün önce.. kan akışı yoğun olunca hastaneye gittik, dikiş attılar.. bugün dikişler alındı ama yara kapanmamış malesef.. her gün pansumana gitmem gerekiyor :(
bir de kesik olduğu içinn tetanoz aşısı yaptılar ki epey sancılı bir acıymış.. kaç gün kesik yerimden daha çok ağrıdı desem yalan olmaz yani.. durmadan yazı yazınca kolun uyuşması-ağrıması gibi bir şey.. insanın kolunu kaldırmaya hali olmuyor..

neyse hamdolsun bugünümüze.. hayırlar saklıdır inşallah..

geçen hafta sonu pazar günü sapancadaydık.. bu pazar da karamürsel bahçelerinde gezdik.. geniş bir vakitte yazacağım inşallah..

***
8 haziran'da yazıhane sahibini kaybettik..
beklenmeyen beklenen çıkageldi erkenden..
yazacak belki çok şey varken, yazacak kelime bulamıyor cümle kuramıyorum..
her zamanki gibi..
en sona bana çok hayıflandığım bu konuda bazı önerileri olmuştu.. özellikle gezi yazılarını nasıl daha ilginç-etkileyici-okunur kılabileceğime dair öğütlerdi bunlar..
tamam dedim,
söz dedim,
söz bir dahaki sefere bunları göz önünde bulundurup yazacağım dedim,
sen de okur yorumunu yaparsın dedim ama kaderin cilvesini hesap etmedim..

Rabbim sen onu herkesten iyi bilirsin, Rahmetinle muamele eyle.. amin..